15 Mayıs 2015 Cuma

AĞIZ SOLUNUMU

Ağız Solunumu

Çocuğunuz burnu yerine ağızdan mı nefes alıyor?
           
Vücudumuzun nefes alma organı burundur ve sağlıklı bireyler burundan nefes alır. Burun solunumu sırasında alınan hava, kılcal damarlar sayesinde nemlenir, uygun sıcaklığa gelir ve bu şekilde akciğerlere iletilir. Ayrıca, burnun içindeki küçük tüyler sayesinde havadaki tozlar ve mikroorganizmalar tutulur ve havadaki hastalık yapan etkenler filtrelenmiş olur.

Eğer burun çeşitli sebeplerle tıkalıysa, hasta kısmen veya tamamen ağızdan nefes almaya başlar. Burundan nefes alamama durumu, deviasyon denilen burnun içindeki kemik-kıkırdak eğriliği gibi anatomik anomalilere, yabancı bir cisimle tıkanmaya, burun konkalarının şişmesine, bademciklerin ve geniz etinin büyük oluşuna, alerjik hipertofik rinite, sinüzite ve kronik iltihaba bağlı burun mukozasının uzun süreli enflamasyonuna bağlı gelişebilir. Günümüzde hava kirliliğinin artması ve  çocukların daha fazla alerjenlere maruz kalmaları da ağız solunumuna sebep olmaktadır (1).



Ağızdan nefes almanın tehlikeleri nelerdir?

Ağızdan nefes almak sağlıklı olmayan bir solunum şeklidir. Ağızdan alınan hava herhangi bir filtreleme mekanizması olmadan doğrudan solunum yoluna aktarılır. Burundan alınan hava gibi yeterince ısınmaz ve nemlenmez. Boğaz kuruluğunun sebebi ağız solunumudur ve bademcik iltihabı ve faranjit gibi hastalıklara sebep olmaktadır. Bebeklerde ve çocuklarda meydana gelen orta kulak iltihabının en büyük sebebi de burun tıkanıklığıdır. Burun solunumu yapmayan ve nefes alabilmek için sürekli ağzını açık tutan çocuklarda, hava yolları da yeterince gelişememiştir. Uyku sırasında apne ve horlama sıklıkla görülmekte ve uyku kalitesi bozulmaktadır. Yalnızca geceleri salgılanan büyüme hormonunun da azalmasına bağlı olarak yeterli büyüyememe ve kilo alamama gibi sorunlarla da karşılaşılmaktadır. Dinlenmiş şekilde uyananamama ve gözlerinin altındaki kronik yorgunluk halkaları da tipik bulgulardır (1).




Ağızdan nefes almak dişleri etkiler mi?

Ağız solunumu yapmak baş boyun iskelet sistemini direk olarak etkilemektedir. Ağızdan başlayan değişiklik çeneleri, baş, boyun ve bel omurlarını ve dolayısıyla tüm vücudu kötü etkiler. Çünkü, bütün bu yapılar birbirleriyle bağlantılıdır.  Ağız solunumu yapan çocuklar daha rahat nefes alabilmek için başlarını öne doğru uzatırlar, öne doğru eğilirler ve başı geriye doğru yatırırlar. Bu da ön ve yan boyun kaslarının hiperaktivitesine, köprücük kemiklerinin  ve birinci kaburga kemiklerinin yükselmesine ve kambur duruşa sebep olur. Bu duruş şekli hyoid üstü kasların kısalmasına ve hyoid altı kasların uzamasına sebep olur. Ağız solunumu sonucu oluşan yüz tipine ''adenoid yüz tipi'' denmektedir. Nefes alabilmek için alt çeneyi ve dili aşağı doğru iten çocukta alt çene yeterince büyümez, arka dişler aşırı uzar, alt çene geriye ve aşağı doğru rotasyon yapar, üst ve alt ön dişler arasındaki açıklık artar, damak kubbesi derinleşir, Angle Sınıf II kapanışa meyil artar, alt yüz yüksekliği artar, yüz uzar ve gerilmiş yanaklar üst çeneye basınç yaparak üst çenenin yanlara doğru gelişememesine ve dar kalmasına sebep olur. (1,2,3,4,5) Ayrıca, ağzın sürekli açık kalmasına bağlı dişetlerinde kuruluk ve kırmızı görünüm mevcuttur.

Ağız solunumunda çocuklar üst dudak kaslarını kullanırlar.  Üst yan kesici dişlerin hizasında dudağı çepeçevre saran dudak kasının dudak birleşme noktasını aşağı doğru çekerler. Bu kas hareketi her gün 24 saat olduğu zaman üst dudağın tam ortasındaki filtrum bölgesi hareketsiz kalır. Yutkunma sırasında bu filtrum bölgesi aşağıya doğru hareket etmek yerine, ağzı kapatmak için alt dudak yukarıya hareket eder ve çene kasları kasılır (1).





Ağız solunumu hakkında bizim düşüncemiz nedir?

Yukarıda anlatılan sebeplerden dolayı, ağız solunumunun erken ve doğru teşhisi çok önemlidir. Ailelerin,  çocuk diş hekimlerinin, ortodontiuzmanlarının, kulak burun boğaz ve çocuk doktorlarının bu şekilde burun solunumu yapan çocukları doğru şekilde teşhis etmesi ve çenesel yapı ile vücudun geri kalan organlarının bir bütün halinde olduğunu unutmadan birlikte tedavi etmesi gerekmektedir. Eğer burundaki tıkanıklık alerjik veya kronik rinit, sinüzit gibi ilhitabi bir durumdan kaynaklanıyorsa, öncelikle KBB uzmanı etkeni ortadan kaldırmalı, ağızdan soluma egzersizleri vermeli ve tedavinin devamı için bir ortodonti uzmanına yönlendirmelidir. Eğer bademcik ve geniz eti ameliyatı gerekiyorsa, bu cerrahi işlemin karışık dişlenme dönemindeyken yapılması, çocuğun tekrar normal büyüme paternine yaklaşması ve sağlıklı fiziksel ve psikolojik büyümesi için önem taşımaktadır.  

Ayrıntlı bilgi için https://www.ortodontist.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.


1- Patti, A. and D’Arc, G.P. ''Clinical Success in Early Orthodontic Treatment''. 1st Edition, Quintessence Publishing, New Malden, Surrey, 26-29, 2000.

2- Chung Leng Muñoz I, Beltri Orta P. ''Comparison of cephalometric patterns in mouth breathing and nose breathing children.''Int J Pediatr Otorhinolaryngol. Jul;78(7):1167-72, 2014.

3- Paiva Franco L., Quiroga Souki B., Pereira T.B.J., Meyge de Brito G., Gonçalves Becker H., and Pinto J.A. ''Is the growth pattern in mouth breathers comparable with the counterclockwise mandibular rotation of nasal breathers?'' A. J. Orthod. Dentofacial Orthop. 144: pp. 341-348, 2013.

4- Paul J,L , Nanda  R.,S. '' Effect of Mouth Breathing on Dental Occlusion'' The Angle Orthodontist Apr 1973, Vol. 43, No. 2 pp. 201-206, 1973.


5- Franco LP, Souki BQ, Cheib PL, Abrão M, Pereira TB, Becker HM, Pinto JA. ''Are distinct etiologies of upper airway obstruction in mouth-breathing children associated with different cephalometric patterns?'' Int J Pediatr Otorhinolaryngol. Feb;79(2):223-8, 2015.