Ağız Solunumu
Çocuğunuz burnu yerine ağızdan mı nefes
alıyor?
Vücudumuzun nefes alma organı
burundur ve sağlıklı bireyler burundan nefes alır. Burun solunumu sırasında
alınan hava, kılcal damarlar sayesinde nemlenir, uygun sıcaklığa gelir ve bu
şekilde akciğerlere iletilir. Ayrıca, burnun içindeki küçük tüyler sayesinde
havadaki tozlar ve mikroorganizmalar tutulur ve havadaki hastalık yapan
etkenler filtrelenmiş olur.
Eğer burun çeşitli sebeplerle
tıkalıysa, hasta kısmen veya tamamen ağızdan nefes almaya başlar. Burundan
nefes alamama durumu, deviasyon denilen burnun içindeki kemik-kıkırdak eğriliği
gibi anatomik anomalilere, yabancı bir cisimle tıkanmaya, burun konkalarının
şişmesine, bademciklerin ve geniz etinin büyük oluşuna, alerjik hipertofik
rinite, sinüzite ve kronik iltihaba bağlı burun mukozasının uzun süreli
enflamasyonuna bağlı gelişebilir. Günümüzde hava kirliliğinin artması ve çocukların daha fazla alerjenlere maruz
kalmaları da ağız solunumuna sebep olmaktadır (1).
Ağızdan nefes
almanın tehlikeleri nelerdir?
Ağızdan nefes almak sağlıklı olmayan
bir solunum şeklidir. Ağızdan alınan hava herhangi bir filtreleme mekanizması
olmadan doğrudan solunum yoluna aktarılır. Burundan alınan hava gibi yeterince
ısınmaz ve nemlenmez. Boğaz kuruluğunun sebebi ağız solunumudur ve bademcik
iltihabı ve faranjit gibi hastalıklara sebep olmaktadır. Bebeklerde ve
çocuklarda meydana gelen orta kulak iltihabının en büyük sebebi de burun
tıkanıklığıdır. Burun solunumu yapmayan ve nefes alabilmek için sürekli ağzını
açık tutan çocuklarda, hava yolları da yeterince gelişememiştir. Uyku sırasında
apne ve horlama sıklıkla görülmekte ve uyku kalitesi bozulmaktadır. Yalnızca
geceleri salgılanan büyüme hormonunun da azalmasına bağlı olarak yeterli
büyüyememe ve kilo alamama gibi sorunlarla da karşılaşılmaktadır. Dinlenmiş
şekilde uyananamama ve gözlerinin altındaki kronik yorgunluk halkaları da tipik
bulgulardır (1).
Ağızdan nefes almak
dişleri etkiler mi?
Ağız solunumu yapmak baş boyun
iskelet sistemini direk olarak etkilemektedir. Ağızdan başlayan değişiklik
çeneleri, baş, boyun ve bel omurlarını ve dolayısıyla tüm vücudu kötü etkiler.
Çünkü, bütün bu yapılar birbirleriyle bağlantılıdır. Ağız solunumu yapan çocuklar daha rahat nefes
alabilmek için başlarını öne doğru uzatırlar, öne doğru eğilirler ve başı
geriye doğru yatırırlar. Bu da ön ve yan boyun kaslarının hiperaktivitesine,
köprücük kemiklerinin ve birinci kaburga
kemiklerinin yükselmesine ve kambur duruşa sebep olur. Bu duruş şekli hyoid
üstü kasların kısalmasına ve hyoid altı kasların uzamasına sebep olur. Ağız
solunumu sonucu oluşan yüz tipine ''adenoid yüz tipi'' denmektedir. Nefes
alabilmek için alt çeneyi ve dili aşağı doğru iten çocukta alt çene yeterince
büyümez, arka dişler aşırı uzar, alt çene geriye ve aşağı doğru rotasyon yapar,
üst ve alt ön dişler arasındaki açıklık artar, damak kubbesi derinleşir, Angle
Sınıf II kapanışa meyil artar, alt yüz yüksekliği artar, yüz uzar ve gerilmiş
yanaklar üst çeneye basınç yaparak üst çenenin yanlara doğru gelişememesine ve
dar kalmasına sebep olur. (1,2,3,4,5) Ayrıca, ağzın sürekli açık kalmasına
bağlı dişetlerinde kuruluk ve kırmızı görünüm mevcuttur.
Ağız solunumunda çocuklar üst dudak
kaslarını kullanırlar. Üst yan kesici
dişlerin hizasında dudağı çepeçevre saran dudak kasının dudak birleşme
noktasını aşağı doğru çekerler. Bu kas hareketi her gün 24 saat olduğu zaman
üst dudağın tam ortasındaki filtrum bölgesi hareketsiz kalır. Yutkunma
sırasında bu filtrum bölgesi aşağıya doğru hareket etmek yerine, ağzı kapatmak
için alt dudak yukarıya hareket eder ve çene kasları kasılır (1).
Ağız solunumu
hakkında bizim düşüncemiz nedir?
Yukarıda anlatılan sebeplerden
dolayı, ağız solunumunun erken ve doğru teşhisi çok önemlidir. Ailelerin, çocuk diş hekimlerinin, ortodontiuzmanlarının, kulak burun boğaz ve çocuk doktorlarının bu şekilde burun
solunumu yapan çocukları doğru şekilde teşhis etmesi ve çenesel yapı ile
vücudun geri kalan organlarının bir bütün halinde olduğunu unutmadan birlikte
tedavi etmesi gerekmektedir. Eğer burundaki tıkanıklık alerjik veya kronik
rinit, sinüzit gibi ilhitabi bir durumdan kaynaklanıyorsa, öncelikle KBB uzmanı
etkeni ortadan kaldırmalı, ağızdan soluma egzersizleri vermeli ve tedavinin
devamı için bir ortodonti uzmanına yönlendirmelidir. Eğer bademcik ve geniz eti
ameliyatı gerekiyorsa, bu cerrahi işlemin karışık dişlenme dönemindeyken
yapılması, çocuğun tekrar normal büyüme paternine yaklaşması ve sağlıklı
fiziksel ve psikolojik büyümesi için önem taşımaktadır.
Ayrıntlı bilgi için https://www.ortodontist.net sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
1- Patti, A. and D’Arc, G.P. ''Clinical
Success in Early Orthodontic Treatment''. 1st Edition, Quintessence Publishing,
New Malden, Surrey, 26-29, 2000.
2- Chung Leng Muñoz
I, Beltri Orta P. ''Comparison of cephalometric patterns
in mouth breathing and nose breathing children.''Int J Pediatr Otorhinolaryngol. Jul;78(7):1167-72,
2014.
3- Paiva Franco L., Quiroga Souki B., Pereira
T.B.J., Meyge de Brito G., Gonçalves Becker H., and Pinto J.A. ''Is the growth pattern
in mouth breathers comparable with the counterclockwise mandibular rotation of
nasal breathers?'' A. J. Orthod. Dentofacial Orthop. 144: pp. 341-348, 2013.
4- Paul J,L , Nanda R.,S. '' Effect of Mouth Breathing on
Dental Occlusion'' The Angle
Orthodontist Apr 1973, Vol. 43, No. 2 pp. 201-206, 1973.